Hakkımda

Beyza Demirci & Mong

 

Tasarlamak yalnızca bir ifade biçimi değil, bir arayış benim için. Gerçekliğin arkasındakini sorgulamak, sıradan olanın ardındaki anlamı keşfetmek, bir anlam dünyasında kaybolmak ve orada yeni yollar açmak… Hayat, bu soruların peşinden koşmak için harika bir yolculuk. Sanat, bir bakış açısı, bir düşünme biçimi; insanlar arasındaki diyalogda ses bulamayan, fakat içsel bir evrende yankı uyandıran bir dil.

Çizgilerim, bu dilin en saf hali. Bir soyutlama değil, yaşamın tam içinden bir çıkış yolu. Her bir çizgi, bir düşüncenin, bir anın, hatta bir duygunun bir formu. Çizgilerim, hayatın anlamını sorgulayan, onu farklı bir bakış açısıyla yeniden şekillendiren imgeler olarak varlık bulur. Çünkü sanat, bana göre yalnızca estetik bir arayış değil; aynı zamanda varoluşun özünü, insanın içsel dünyasını ve dışsal algılarını sorgulayan bir araç.

Çizimlerimdeki karakterler, bu felsefi yolculuğun parçaları. Onlar, bir bakıma, varoluşun farklı biçimlerini temsil eden, kendi dünyalarında bir gerçeklik arayışında olan varlıklardır. Monglar, geleneksel anlatılarla tanımlanmış kimliklerden öte, hem bireysel hem de kolektif bir arayışın simgeleridir. Onlar birer alegori, insan ruhunun çok yönlülüğünü, onun içindeki çelişkileri, arayışları, kaybolmuşlukları ve umutları temsil eder.

Benim sanatım, gerçeklikten öteye bir bakış. Herhangi bir estetik kaygıdan çok, insanın varoluşuna dair derin sorulara bir yanıt arayışıdır. Dünya sadece gözle görülen değil, aynı zamanda duygular, düşünceler ve hayallerle şekillenen bir evrendir. Sanat, bu evrende bir yön gösterici, bir anlam arayıcısıdır.

Bu yolculuğumda, hayal gücümün sınırlarını zorlayarak, her çizimde daha derin bir anlam arayışına çıkıyorum. Sanatın bana sunduğu sonsuz olasılıklarla şekillenen, dinamik ve düşündürücü bir dil geliştiriyorum. Yaratımımın temeli, sadece izleyiciyi etkilemek değil, onu bir içsel yolculuğa çıkarmaktır. Sanat, bir bakış açısıdır; ben de bunu özgür bir şekilde, estetik ve anlamla harmanlayarak sunuyorum.

Sonunda, belki de tek bir doğru yoktur. Her çizgi, her renk, her karakter, hayatın çok katmanlı yapısını yansıtan birer kırıntıdır. Ve bu kırıntılar, bir araya gelip, bize insan olmanın ne demek olduğunu, bu varoluşu nasıl daha derinlemesine yaşanabileceğini anlatan bir resme dönüşür. Çizdiğim her şey, bu resmi bir adım daha yakınlaştırmaktır. Eğer bir gün, bir bakışla, bir dokunuşla başka bir dünyaya açılabilirsek, o zaman benim için her şey anlamını bulmuş demektir.

Bu arada, Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü, Aksesuar ana sanat dalı mezunuyum. DEÜ Sanat ve Tasarım bölümünde yüksek lisans yaptım. “Nöroçeşitlilik Bağlamında Anamorfik Heykel” adlı tezimde, benzersiz kombinasyonlara sahip beyinlerimiz sayesinde her birimizin, hayatı nasıl farklı görebileceğini anamorfik perspektif üzerinden gösteriyorum. Bu çalışmayı hazırlarken, doğrunun ve yanlışın göreceli doğasına şahit olmak inanılmazdı.

 

Beyza Demirci

Visited 1 times, 1 visit(s) today