The Mongs, yalnızca bir insan tasviri olmanın ötesine geçerek bazen bir bilinç seviyesinin metaforuna dönüşür. Kimi zaman bir duygunun somutlaşmış hali, kimi zaman ise tek bir portrede büyük bir hikayeyi saklayan bir evreni temsil eder.
Sözden Resme yolculuğumuzun amacı, fikirleri, duyguları ve evrene dair sunulan perspektifleri, yaşam alanlarımızın duvarlarında birer görsel ifade olarak görünür kılmaktır. Bu süreç, sadece mottoları bir tabloya dönüştürmekle kalmaz; aynı zamanda fikirlerin resmedilebileceğini, somutlaştırılabileceğini ve duyularımızla deneyimlenebileceğini göstermeyi hedefler.
Sanat, bilimsel verileri anlamada güçlü bir araçtır; geometri ise insanlar ve dünya arasındaki iletişimin eşduyumlu bir metaforudur. Bu portfolyoda yer alan her bir çalışma, Prof. Dr. Sinan Canan’ın sözlerinden yola çıkılarak şekil aldı. Ancak bu resimler, mottoların mutlak karşılığı olmasından öte, öznel hayal dünyamın ve kişisel deneyimlerimin bir dışavurumudur.
Ortaya çıkan bu tasarımlar, iki farklı disiplinin ortak bir aksta buluşmasını temsil eder. Ancak her bir tasarım, yalnızca iki disiplinin kesişim noktasını değil, aynı zamanda bireyin kendi iç yolculuğunda bulabileceği yeni anlamları da yansıtır. Çünkü sanat, sınırları aşan bir dildir; her izleyiciye farklı bir hikaye fısıldar ve her bakışta yeniden şekillenir. Bu çalışmalar, bir yandan kişisel bir dışavurumun izlerini taşırken, diğer yandan da izleyiciyle kurulan eşsiz bir diyaloğun başlangıç noktasıdır.
Sanat, unutulmayan izler bırakır. Ve bu izler, anlam bulma çabalarımızın sessiz ama en etkili tanığıdır.